14 Haziran 2008 Cumartesi

Hollanda 4 - 1 Fransa

Maç öncesi Hollanda alsın ama Henry arada bir tane yazsın temennim vardı, Allah'ın sevdiği bir kuluymuşum. Ölüm gurubun portakal renkli canavarı oldu Hollanda. Dünya kupası finalisti 2 takımı böyle pas pasa çevirmek kolay iş değil. Aslında Fransa'nın oynadığı oyunla 4-1 yenilmeyi haketmediği açık. İtalya'dan daha iyi bir performans gösterdiler ancak bu sene müthiş oynayan van der Sar kapıyı sadece bir kere açtı. Kritik kurtarışları vardı. Fransa kadrosuna sızmayı başarmış casus kılığındaki Thuram'ın yaptıklarına akıl sır erdirmek de güçtü. Hollanda maça daha etkili başladı. Malouda bir kornerde uyuyunca aslanım Kuyt yapıştırıverdi kafayı. O dakikadan sonra Fransa gol için yüklendi ancak soyunma odasına geride gittiler. 2. yarıya Hollanda kontralara başladı. Zaten bu takımda müthiş süratli oyuncular var. Bir an topu kaptırdınmı uçar gibi fırlıyıp yapıştırıyorlar. İşte böyle bir pozisyonda van Persie farkı 2 ye çıkardı. Fransa kaçırmaya devam etti. Derken Henry bir anda araya sarktı ve golü attı. Maçı bir arkadaşın doğumgünü vesilesiyle Köroğlu'ndaki pool pub 'da izliyorduk(Ankara). Hollanda gollerinde coşan ben Henry'nin bu golünde "aslanım bee" diye haykırınca garip bakışları üstüme çektim. Napalım golü atan Henry olunca ister istemez seviniyorum. Her neyse. Fransa'nın golünden sonra stattaki anons yeni bitmiştiki Robben "tamam sakin olun" dedi ve nefis bir gol attı. O anda ben yine "heyyt be" diye haykırınca oradaki pek çok kişinin bana gerizekalı damgası yedirdiğini tahmin ediyorum. Olsun. O saatten sonra maç zaten bitse de gitsek havasında oynandı. Artık herkes son düdüğü beklerken Sneijder Arda ile aynı dakikada onunkine benzeyen bir gol (çok daha güzeli aslında) yolladı. Hollanda şu anda turnuvanın en büyük favorisi. Yine de tarihte bu tür performanslar gösteren favorilerin patladığı çok olmuştur. Dilerim Hollanda'ya böyle olmaz. 2. maç sonunda grup birinciliğini garantilemiş durumdalar. Son dünya şampiyonuna 3, finalistine 4 tane yolladılar. Hollanda gruptan çıkamaz diyenlerin aklına tüküreyim. Sakatlanmasaydı da Babel'i de izleyebilseydik keşke. O olmadan bile Nistelrooy, Sneijder, Kuyt, Robben, Van Persie, van der Vaart ve Huntelaar gibi öldürücü bir hücum hattına sahipler. Turnuvanın teknik kapasitesi en yüksek savunması da onlarda sanırım. Önleri çok açık.

Peki Hollanda son maçta ne yapacak? Ben van Basten'in yerinde olsam satışın kralını yapardım. Bu dünyada Romanya mı İtalya veya Fransa'mı diye 1 milyar kişiye sorsan hepsi de Romanya der. Yedek kadroyu sahaya sürüp maçı Romanya'ya armağan etmek en akıl karı iş gibi duruyor. Donadoni' nin laflarına kanmamak lazım. O güne kadar 3 ülke de çok dua edecek. Kimi maçı satmasınlar, kimi lütfen satsınlar diye yalvaracak. İlginç oyun bu futbol.Her şey Hollanda'ya bağlı.Eğer Salı akşamı İtalya ve Fransa evlerine dönerse tarihe geçecek bir kupa olur bu.

Stat: Stade de SuisseHakemler: Herbert Fandel, Carsten Kadach, Volker Wezel (Almanya)
Hollanda: Van de Sar, Ooijer, Mathijsen, Boulahroust, Van Bronckhorst, Van der Vaart (Dk.78 Bouma), Engelaar (Dk.46 Robben), Sneijder, De Jong, Kuyt (Dk.55 Van Persie), Van Nistelroy
Fransa: Coupet, Sagnol, Gallas, Thuram, Evra, Ribery, Makelele, Toulalan, Malouda (Dk.60 Gomis), Henry, Govou (Dk.75 Anelka)
Goller: Dk.9 Kuyt, Dk.59 Van Persie, Dk.72 Robben, Dk.90 Sneijder (Hollanda), Dk.71 Henry (Fransa)
Sarı Kartlar: Dk.32 Makelele, Dk.82 Toulalan (Fransa), Dk.51 Ooijer (Hollanda)

Hiç yorum yok: