7 Haziran 2008 Cumartesi

Road To Austria/Switzerland

Çek Cumhuriyeti
TürkiyePortekiz İsviçre

Avusturya

Almanya

Hırvatistan

Polonya

Hollanda

Fransa

İtalya

Romanya


Yunanistan
Rusya
İsveç
İspanya

Ufak Tefek Değişiklikler

EURO 2008 dolayısıyla blogda ufak tefek oynamalar yaptım. Fikstür' ü sayfanın altında bulabilirsiniz. Şarkı konusunda ise çok sevdiğim ve gaz bir şarkı olan Go West' i tercih ettim. Flying Dutchman' e de bu şarkıyı koyma fikri verdiği için teşekkür ederim.

Sörf? Tabii ki Yerim

Rengimizi Belli Etmenin Zamanı Geldi

Evet EURO 2008'in başlamasına saatler kala bizim de rengimizi belli etmenin zamanı geldi. Türkiye'yi saymazsak bu iki takımın maçında hop oturup hop kalkacağız. Ah bir de İngiltere olsaydı...
Alttaki oyuncular ise bu iki takımdan başarılı olmalarını en çok istediklerim. Bu iki takımın dışında Henry ve Ibrahimovic tabii ki destekliyeceğim adamlar olacak. Ayrıca Aragones; Allah'ından bul inşallah.

6 Haziran 2008 Cuma

Uçtu Uçtu Giovani Uçtu

Barcalıların büyük ümit beslediği genç yıldızı Londra'nın yolunu tuttu. Bu cümleyi gören çoğu kişi Arsenal mi Chelsea'mi diye düşünecektir fakat Giovani yeni sezonda Tottenham forması giyecek.Açıkçası Barcelona'nın neden bu oyuncuyu sattığını anlamadım. Tottenham bu transfer için 4.7 milyon pound ödeyecekmiş. Ayrıca FM'cilerin aşina olduğu ekstralarda var bu anlaşmada. Buna göre Tottenham 2 yıl içinde Giovani'yi satarsa bu transferden elde edeceği gelirin %20 sini Barcelona' ya verecek. Bu rakam eğer satış 2 yıldan sonra olursa %10 a düşüyor. Dos Santos için ödenen ücretin bu ekstralarla hemen hemen 8.6 milyon pound'u bulması bekleniyor. Tottenham'ın seneye çok sağlam bir kadro ile karşımıza çıkacağını belirtmek lazım.

Yorumsuz - 3


Los Angeles Lakers 88 - Boston Celtics 98

Celtics'in daha aç olduğunu ve dolayısıyla daha hırslı olmasını beklediğimi söylemiştim zaten. Nitekim öyle de oldu. Lakers buna rağmen ilk yarı başarılı bir performans sergiledi. Hatta devreyi de 5 sayı önde bitirdiler. 2. yarı ise oldukça ilginçti. Bıçaklanmış gibi acı çekiyor gözüken ve 3 kişinin taşımasıyla soyunma odasına gidebilen Pierce 3 dakika sonra nasıl hoplaya zıplaya geri döndü anlamak güç. Aktörlük yeteneği var sanki. Bu dönüş doğal olarak Boston seyircisini ve takım arkadaşlarını gaza getirdi ve o dakikadan itibaren kontrolü hiç bırakmadılar. Kobe Bryant ise son dönemlerdeki en etkisiz performanslarından birini sergiledi. Aslında şanssızdı desek de haksızlık olmaz zira kaç topu potanın içinden çıktı sayamadım ben. Yine de kendisinden bekleneni yapamadı. Kobe'nin bu durumuna Fisher ve biraz da Gasol dışında önemli bir katkı gelmeyince de mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Garnett ise hırsıyla ve mücadelesiyle bana göre maçın adamıydı. Kahraman Pierce nidaları her yerden duyulsa da fazla kanmamak lazım.O kadar yaygara kopardıktan 3 dakika sonra oyuna geri dönen bir adamın kahramanlığına ederim ben. Maçı Boston' a getiren adam Garnett'ti. Boston adına ne kadar şanslı bir gece olsa da (o sakatlık bile onların işine yaradı diyebiliriz) daha çok mücadele ettikleri ve maçı hakettikleri ortada. Bakalım Zenmaster ve KB24 ikinci maçta ne gibi hamlelere başvuracaklar...

5 Haziran 2008 Perşembe

NBA FİNALS 2008 Preview

Aslında bu seri hakkında daha fazla yorum yapmayacaktım ama kısa bir preview yazısı yazmadan duramadım. Seri öncesi takımları şöyle bir irdelemekte fayda var.
Önce pozisyonlardan başlayalaım:

Fisher-Rondo:Aslında bu eşleşmede ben çoğunluğun aksine Fisher'ın ağır basacağını tahmin ediyorum.Sezon içinde oynanan normal bir maç olsa Rondo savunması ve içeri yaptığı yırtıcı dalışlarla daha ön plana çıkabilirdi ancak burası NBA finalleri. Topun el yakacağı pek çok an olacak ve Derek Fisher buralarda müthiş tecrübesi ile ön plana çıkacaktır. Ayrıca ceza şutlarını son derece başarılı bir yüzdeyle sokması da ibreyi onun lehine çeviriyor.Rondo maçlara daha hızlı başlasa da Fisher büyük ihtimalle üstünlüğü ele geçirecektir.

Kobe-R.Allen:Son Detroit maçı dışında play-off larda ortada görünmeyen Ray Allen ile "unstoppable" Kobe Bryant'ı karşılaştırmak mantıksızca görülebilir.Kobe'nin gerek inanılmaz hücum gücü gerek savunması ile bu pozisyondaki her oyuncuya üstünlük sağlayacağı apaçık ortada olsa da ben Ray Allen'dan bu play-off larda pek çok kez gördüğümüz gibi silik bir oyun beklemiyorum. Uzun süredir hiçbir şey yapmasa da en kritik maçlardan biri olan Detroit maçında gösterdiği performans bunun kanıtı.Tabii ki Ray Allen'ın uzun süredir gördüğümüz etkisiz performansını sergilemeyecek olması (hatta bazı maçlarda coşabilecek olması bile) Kobe Bryant'ın daha ağır bastığı gerçeğini değiştirmez.

Pierce-Radmanovic: Benim Boston adına MVP adayım olan Paul Pierce Radmanovic karşısında her türlü üstün gözükse de savunmada karşısında Kobe Bryant'ı bulma ihtimali var.Kısaca Bir önceki ikili ile değişim halinde olan bir eşleşme olacak.Kanımca mantıklısı da bu olur.Hücum bakımından daha verimsiz gözüken Ray Allen karşısında Radmanovic'i, Paul Pierce da Kobe'yi bulursa kimse şaşırmasın. Öbür türlü Radmanovic'in kritik şutlarda bu sezon gösterdiği başarısı dışında Pierce karşısında bir avantajı yok.

Odom-Garnett:Serinin en ilginç eşleşmesi bu olacak bana göre.Tabii yıllar sonra NBA Finali'ne çıkmayı başarmış bir Garnett var olayın içinde. Şahsen ben sahadaki herkesten daha aç ve hırslı bir performans sergilemesini beklkiyorum. Hücum özellikleri eskisine göre sınırlı olsa da savunmada müthiş bir performans sergiliyor ve Odom'un işini oldukça zorlaştıracak.Odom ise bana göre bu maçlarda Lakers adına en kilit oyuncu.Gasol ve Kobe belli bir standardın altına çok nadir düşüyorlar ancak Odom bazı maçlarda tanınmayacak kadar kötü oluyor.Bu da doğal olarak Lakers'ın aksamasına yol açıyor. Her ne kadar Odom'un bu seride son derece konsantre ve agresif olacağını düşünsem de (ki bu Lakers için çok önemli) Garnett terazideki dengeyi az da olsa kendi tarafına çekiyor.

Gasol-Perkins:Gasol'un karşısında Perkins bence çok zayıf kalıyor.Tim Duncan karşısında bile büyük bir özveriyle savaşan ve ilk serilerdeki kadar olmasa da etkili olan Gasol'un Perkins'i sakız gibi çiğnememesi için hiçbir neden göremiyorum.Perkins belki savunmasıyla varlık gösterebilir ancak sadece savunmada göstereceği çaba Gasol'e yetmeyecektir.

Benchler:Lakers benchinin daha ağır bastığı sadece maçların box score larına bakarak bile anlaşılabilir.Sadece skor olarak değil aldıkları süre,kendilerine olan güvenleri ve koç desteği de onların arkasında.Favorilerim Vujacic ve Farmar'ın yanında Turiaf ve Walton'ın performansları James Posey, Leon Powe, Sam Cassell, PJ Brown gibi isimlere sahip Boston benchine göre daha ağır basacaktır.

Jackson-Rivers:Aslında bu konuda fazla konuşmaya lüzum yok.Hiçbir zaman üst düzey bir koç olamadığını düşündüğüm Doc Rivers'ın yaşayan efsane Zenmaster karşısında esamesi okunamaz; ama sonuçta koçlar çıkıp oynamadıkları için bu ikiliden ziyade oyuncuların performansları daha önemli.Yine de Jackson,tecrübesi ile kritik anlarda vereceği kararlarla ve daha oturmuş gözüken sistemine sadık kalması ile Rivers'a üstünlük sağlayacaktır.


Lakers buraya gelirken Boston'dan çok daha parlak bir görüntü çizdi.Denver ve Utah serisini(Memocular kızmasın) fazla zorlanmadan geçtikten sonra San Antonio'yu da beklenenden daha kolay bir şekilde 4-1 ile geçtiler.Son dönemin en formda takımları oldukları ortada.Boston ise Atlanta ve Cleveland ile 7. maça kalan seriler yaptıktan sonra Detroit'i de oldukça zorlanarak 4-2 ile geçti.Kendilerinden beklenen dominant performansı sergileyemediler yani.

Finallerde 2-3-2 formatının uygulandığını zaten pek çok kişi biliyor.Bu format evsahibi avantajını azaltıyor tabii.Eğer Lakers Boston'da bir maç kazanırsa büyük avantaj elde edeceği ortada.Gözardı edilmemesi gereken diğer bir durumda Boston'ın Lakers'tan daha aç bir takım olduğu.Boston kısa vadede başarı için kurulmuş bu mücadeleyi en fazla 2 olmadı 3 sene daha devam ettirebilecek bir takım.Lakers ise NBA'in geleceği en parlak takımlarından biri.Aynı zamanda Lakers'ın en büyük yıldızı 4 final oynamış,3 ünü kazanmış biriyken,Boston'ın hiçbir yıldızının final dahi göremediğini unutmamak lazım.Bu başarı açlığı ibreyi Boston'a çevirebilir.

Sonuç olarak bütün faktörler göz önüne alındığında Lakers biraz daha ağır basıyor. Ancak bu bir NBA Finali. Dolayısıyla neler olacağını kestirmek güç. Yine de Lakers Kobe faktörüne uzun rotasyonundaki avantajı ekleyebilir ve agresif bir performans gösterebilirse seriyi kazanma ihtimali daha fazla.Daha önce söylediğim gibi tahmin yapmıyorum.İlla bir şey söylemek gerekirse bir 7. maçla karşılaşmak sürpriz olmaz diyelim.

Efsane Geri Dönüyor

Russell vs. Chamberlain
Havlicek vs. West

Bird vs. Magic

En son kapışmaya yaşı yetmemiş; hayatı boyunca böyle bir finalin hayalini kurmuş biri için nasıl bir durum olduğunu tahmin edersiniz. Bu saatten sonra Lakers kaybetse bile o kadar üzülmeyeceğim.Dilerim tarihe geçecek maçların oynanacağı, müthiş bir seri olur.

Ha bu arada,
yemişim tahmini.

04.00-NTV.

Beko Basketbol Ligi Şampiyonu Fenerbahçe Ülker

Fenerbahçe'nin serinin Abdi İpekçi'deki bütün maçları gibi başından sonuna domine ettiği bir maçtı.Eminim ilk periyodun sonunda başka takım tutan pek çok kişi televizyonlarını kapatmıştır bu iş bitti diye. Zaten Telekom'un o kısıtlı kadrosuyla Fenerbahçe'yi seride geçip şampiyon olmasına hiç ihtimal vermiyordum. Seri en kötü 4-1 olur diye tahmin etmiştim. Aslında Telekom içinde çok başarılı bir sezondu.Hem uzun süredir finale çıkan ilk Ankara takımı oldular, hem de Türkiye Kupası'nı kazandılar. Hepsini tebrik ediyoruz. Fenerbahçe ise sezon başında Aydın Örs'ü yollayarak ben dahil pek çok kişinin kalbini kırmıştı. Halen Bogdan Tanjevic'in iyi bir antrenör olduğunu düşünmesem de Fenerbahçe'nin çok başarılı bir sezon geçirdiği tartışılmaz. Bu başarıda elbet ki payı vardır.Önce Cumhurbaşkanlığı Kupası ardından Türkiye Kupası Finali ve Euroleague'de elde edilen çeyrek final başarısı. Tabii bunların üzerine Şampiyonluk da gelince unutulmaz bir sezon oldu Fenerbahçe adına. Özellikle de futbolda kaybedilen şampiyonluğun üzerine bir moral oldu bu. Sezon ortasında yapılan transferlerden en başarılısı bence Ömer Aşık'tı.Terence Kinsey'in de performansını beğendim. Ne yazık ki James White için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Bu adamda hep bir laubalilik görüyorum ve ne zaman bir maç izlesem abuk subuk hatalarıyla karşılaşıyorum. Bence gereksiz bir oyuncu. Mirsad Türkcan, Ömer Onan ve tabii ki Willie Solomon bu sezon en başarılı bulduğum isimlerdi. 3ünün de kadroda tutulması gerektiğine inanıyorum.

Tabii ki gönül ödülümüz Damir Mrsic'e...Tebrikler çocuklar...

Fenerbahçe'yi gerçek bir SPOR kulübü yapan Aziz Yıldırım ve ekibine de ayrıca teşekkürler..

Fenerbahçe Ülker 90 – 79 Türk Telekom

SALON: Abdi İpekçi Spor Salonu

HAKEMLER: Rüştü Nuran, İsmail Aydın, Alper Özgök.

FENERBAHÇE ÜLKER (90): James White 12 (1 asist), Willie Solomon 10 (2 ribaund-10 asist), Mirsad Türkcan 10 (6 ribaund-5 asist), Ömer Onan 20 (2 ribaund), Semih Erden 14 (6 ribaund), Demir Kaan 6 (3 ribaund), Vidmar, Oğuz Savaş 2 (2 ribaund-1 asist), Kinsey 9 (4 ribaund-3 asist), Ömer Aşık 7 (6 ribaund-1 asist).

TÜRK TELEKOM (79): Muratcan Güler, Bekir Yarangüme 2 (1 ribaund), Tutku Açık 9 (5 ribaund-4 asist), Barış Özcan 2 (1 ribaund), Ivica Jurkovic 3, Haluk Yıldırım 3 (2 ribaund-2 asist), Erwin Dudley 12 (6 ribaund-1 asist), Khalid El-Amin 16 (2 ribaund-4 asist), Chris Williams 3 (3 ribaund), Chris Lang 19 (9 ribaund, 3 asist).

4 Haziran 2008 Çarşamba

Neler oluyor?

Önce Ahmetico Madrid bırakmıştı. Takip ettiğim başarılı bir blogtu. Daha sonra Aceto kilidi vurdu aniden. "Dönecek mi?Acaba bıraktı mı?" nidalarıyla bekledik bir ses seda çıkar diye.Ara sıra verdiği molalardan biri miydi acaba? Öyle ise niye bir kilit koymuştu? Bugün öğrendik ki o da bıraktı.Gerçi gerekçeleri başkaydı. O, benim ve pek çok kişinin blog kurmasında en önemli ilham kaynağıydı.. Her gün mutlaka acaba ne yazmış diye sayfasına bakan binlerce kişiyi üzdü. Blogların kralı demekte bir sakınca görmüyorum.Kralıy-dı- mı desek yoksa?

"En keyifsiz tarafı da arka planda sadece şahsıma değil; postlarda adı geçenlere de edilen hakaret ve küfür içeren yorumları silmekti. Hakaret edenler, küfür edenler; en sonunda cumartesi günü o kilidi asmama sebep olan; bana yeter artık dedirten; 4 yaşındaki çocuğumun adını ağzına alıp küfür eden ve her seferinde anonim arkasında saklananlar. Blogu yoruma kapatıp devam etmek bir yoldu ama tercih etmedim..." demiş üstat.
Hassas ve duyarlı biri olduğu çok açık.

Aceto'nun bahsettiği hıyarlar, Allah sizi kahretsin!

Ve bugün yine beğenerek takip ettiğim El Mundo Diago blogunun sahibi sessiz sedasız kilidi vurmuş.

Tanınmış bir blog sahibi bana bir keresinde futbol bloglarının rağbetinin düştüğünü söylemişti.

Haklı gibi.

Neler oluyor demek istedim işte bu yüzden. Cevap beklemiyorum ama...

En büyük öncünün ve kaliteli yazarların çekildiği şu dönemde yazmak insana pek bir haz vermiyor açıkçası; ama bu işi zorunda olduğumuz veya bir kazancımız olduğu için değil; sevdiğimiz için yapıyoruz. O yüzden zaman ve koşullar elverdiği sürece yazmaya devam.

Asılın Küreklere


En ufak bir ilg im veya bilgi birikimim yoktur kürek sporu ile ilgili.O yüzden fazla konuşmayacağım bu konuda.Hepinize tebrikler çocuklar...

2 Haziran 2008 Pazartesi

Benvenuto

So What?


Aziz Yıldırım'ın FBTV ye çıkıp gelişmeleri aktarması uzun süredir bekleniyordu; ama hiç te öyle beklenildiği gibi ses getiren açıklamalar yapmadı başkan.Üstü kapalı, klasik, hepimizin bildiği konulardan bahsetti.Transfer ve Zico konusu hala belirsizliğini koruyor.

Açıklamalardan önemli bulduğum kısımları aktaralım:

"Kapalı Spor Salonu'nun temeline bu sene içinde başlıyoruz. Hem basketbol hem de voleybola hizmet edecek bir spor kompleksi olacak. Yanına bir yüzme havuzu yapacağız. Bunun dışında Dereağzı'nda sadece üyelere hizmet edecek bir havuz açacağız. Bir çok bölgede, sadece F.Bahçelilere değil herkese hizmet edecek tesisler açacağız ki herkes faydalansın. Caferağa Salonu'nu Belediye'nin de izniyle büyüteceğiz. En azından voleybol maçları için çok güzel olacak."

"Ben F.Bahçeliyim. Hiçbir beklentim yok. Yarın git desinler giderim. Ama ben F.Bahçe'nin bir potansiyeli olduğuna inanıyorum.Bu potansiyel de taraftar."

"Benim olduğum her yer, F.Bahçeliler dışında herkesi rahatsız eder bu bir gerçek. Kulüpler Birliği'ni kuvvetli bir güç haline getirmek için bu teklifi kabul ettim. Bunu da gerçekleştireceğim. Çok iyi şeyler olacak.""

"Emre ile uzun süredir ilgileniyorduk zaten.3 yıl önce gittim Fachetti ile görüştüm ama olmadı. Inter'de oynuyordu o zaman ve olmayınca oradan Newcastle'a gitti. Futbol kaliteli oyuncularla oynanır. Eğer kaliteli oyuncular olmazsa başarılar tesadüfen gelir. Kalite ne kadar yüksekse, başarıyı yakalama şansınız da o kadar çoktur. Buradan hareketle biz de bunu istiyoruz. Yabancı oyuncu istememin sebebi yabancı hayranlığından değil, serbest kalsın ki kaliteli oyuncular alabilelim. Baktığınız zaman hangi yıldız ismi aldık da kenarda oturttuk? Öyle bir şey yok. Emre ile kulübüyle ön anlaşma yapılmıştır. 4.5 milyon avro bonservis bedeliyle 4 yıllık bir anlaşma yapıldı. %52lik bir kısım da Newcastle'a verildi. Öyle sanıyorum ki sezon başında takımla birlikte çalışmalara başlayacaktır."

"Sayın Zico ile görüşmelerimiz sürüyor. Geçen sene kaçırdığımız şampiyonluğu ben içime sindiremiyorum. Bizim yürüye yürüye şampiyon olmamız lazımdı. O yüzden seneye çok daha dikkatli olacağız ama Zico ile devam edebiliriz, etmeyedebiliriz. Ben her konuda kendisine yardımcı oldum, olacağım da... A Planı, B Planı herşeyimiz var. Kimse merak etmesin. Semih iki yıl da F.Bahçe'de kalacak. Zaten 2 ay önce bu konuda bir görüşme yapıldı ve karara bağlandı."

"3 tane santraforla görüşme yapıyoruz. 2 tanesi hiç basında çıkmadı. 3 isimden bir tanesi muhakkak gelecek. Appiah ile FIFA'lık bir problemimiz var. Bu hakkımı bir yabancıdan yana kullanacağım. Appiah'ın gittiğini düşünürsek Maldonado ile Kezman kalacak. Ben Kezman'ın kalmasını istiyorum. Isınamadı hala ama istiyorum kalmasını. Ayrıca ben oyuncumu takasta kullanmam. Oyuncu-oyuncu takasını yapmam. Üstüne bir şeyler almam lazım. Her futbolcu benim için değerlidir. F.Bahçe kulübü 1 tane santrafor alacak, gerekirse 4 tane santrafor olacak. 3 isimle görüştük, bunlardan 2'si basında çıkmadı. Bunlardan bir tanesi Türk olacak ama yurtiçinde top oynamıyor olacak."

Mourinho Inter' de

Zaten herkes biliyordu da, bugün resmiyet kazandı.Yıllığı 9 milyona anlaştıkları söyleniyor. Yardımcılığını ise Giuseppe Baresi yapacak.Inter'in uzun süredir hasretini çektiği Avrupa Şampiyonluğu asla Mancini ile kazanılamazdı.Bu yüzden bence çok yerinde bir hamle oldu.Başta Frank Lampard, Didier Drogba, Ricardo Carvalho olmak üzere pek çok isim transfer listesinde.Ibra da 2013 e kadar sözleşmeyi imzalamış.Inter'in Serie A'yı ve Avrupa'yı donime etmesi için ihtiyacı olan her şey sağlanmış durumda. Tabii bu işin iyi tarafı. Inter Avrupa'da iki sene başarıyı yakalayamasın, Moratti kapıyı gösterir adama.

The Unreasonable Man's Notebook- 3

*NBA ' de konferans finalleri sona erdi. 2 efsane takım Lakers ve Celtics finalde karşılaşacaklar.Seri Perşembe gecesi başlıyor. Nasıl gazlardayım anlatamam.
*Fenerbahçe Telekom karşısında 3-1 öne geçti.Çarşamba şampiyonluk geliyor.
*İtalya' da Bologna ve Chievo Serie A ya çıkmayı başardılar.3. takım play-off tan sonra belli olacak.
*Dün bir barbekü partisindeydim.Etiydi rakısıydı sefanın kralını yaptık.Etleri de ben pişirdim, en çok da ben yedim.Bir ara tekrar yapmak lazım bunu.
*Bu arada Fenerbahçe Kürek takımı şampiyon olmuş.Helal olsun.Şimdi kaçınılmaz klişe olarak çok büyük başarı vs. ama bizim ülkemizde önemsenmiyor falan yazasım geldi ama ben de iplemiyorum.
*Millet rapor alıp tatile kaçıyor,ben almadım mal gibi okula gidiyorum her gün.4 kişi oturuyoruz sınıfta.Daha sıkıcı bir durum olamaz.
*Starbucks'ın buzlu latte 'sine karamel koydurmamak lazım.Bişeye benzemiyor o zaman.
*Lost 4. sezonu arıyorum.2 gün dünyayla ilgimi kesicem.
*Çarşı'nın kendini feshetmesi bana iyiden iyiye reklam kokan bir hareket gibi gelmeye başladı.Bu adamlar seneye yine aynı şekilde maça gidecek,aynı şekilde bağıracaklar.Ne gerek vardı?
*EURO 2008'e az kaldı artık.Favorim Almanya.Plase Hollanda diyorum.
*Hollanda demişken Ryan Babael sakatlığı nedeniyle turnuvada forma giyemeycek.
*Burada daha önce bir kulaklıktan bahsetmiştim.Sürekli bozulan ama inatla yenisini aldığım. İşte ondan gittim yeniden aldım.Bakalım ne zaman bozulacak.Hayır piyasada Ipod a adam gibi uyacak bir kulaklık yokki alalım.Hep bu boka kalıyoruz.
*Celtic'in Avrupa Şampiyonluğu nun 40. yılı ve Inter' in 100. yılı şerefine çıkarttıkları formalardan almak istiyorum.Inter' inki hiçbir yerde bulunmuyor.Ne biçim iş anlamadım.

1 Haziran 2008 Pazar

Türk Telekom 94 - Fenerbahçe Ülker 96

Barbekü partisi ayağına kaçırdık maçı. Aslında gitmeyi düşünüyordum ama saati uymadı.Keşke 70' liğe dadanmak yerine tv'yi açıp sonuna baksaydım.Çok heyecanlı maç olmuş.Fenerbahçe bu saatten sonra şampi... falan değil şampiyondur.Telekom buradan dönsün kapar giderim dükkanı.