21 Haziran 2008 Cumartesi

Muhtemel


Hırvatistan 1 - 1 Türkiye (pen 1 - 3)

Bu maçı düzgünce irdeleyecek bir adam var mıdır dünyada?
HAKEMLER: Roberto Rosetti, Alessandro Griselli, Paolo Calcagno (İtalya)
HIRVATİSTAN: Pletikosa, Corluka, R.Kovac, Simunic, Pranjic, Srna, Modric, N.Kovac, Rakitic, Kranjcar (Dk. 65 Petriç), Olic (Dk. 97 Klasnic)
TÜRKİYE: Rüştü, Sabri, Gökhan , Emre, Hakan, Tuncay Şanlı, Hamit Altıntop, Mehmet Topal (Dk. 76 Semih), Arda Turan, Kazım Kazım (Dk.63Uğur Boral) Nihat (Dk. 117 Gökdeniz)
SARI KARTLAR: Tuncay, Uğur Boral, Arda, Emre
GOLLER: Klasnic (Dk. 119), Semih (Dk. 122)
PENALTILAR- isabetli: Arda, Semih, Hamit (Türkiye), Srna (Hırvatistan)- isabetsiz: Modric, Rakitic, Petric

Bu Maça Ne Yorum Yapacaksın Ki?

Ne bir sürü fotoğraf ne de bir torba yazı.

20 Haziran 2008 Cuma

En Kötü Ev Sahipleri

Bu turnuvanın iki ev sahibi Avusturya da İsviçre de gruptan çıkamayınca Guardian kim Avrupa şampiyonaları tarihin en kötü ev sahibiydi dosyasını açmış. Bu turnuvaya kadar tarihte en kötü performansı sergilemiş ev sahibi Euro 2000' de bizim de bulunduğumuz grupta sadece 3 puan alarak turnuvaya veda eden Belçika' ydı. Nitekim bu sene İsviçre 3 Avusturya 1 puan aldı. Herkes Avusturya 'nın bunu haketmediğini söylesede tarih bir kere yazmış oldu Avusturya'yı en başarısız ev sahibi diye. 1980-2000 arası oynanan turnuvalardaki bütün ev sahipleri en az yarı final görmüşler diye de belirtiyor Guardian. Tabii bunda o dönemlerde turnuvanın sadece güçlü futbol ekollerine sahip ülkelerde yapılmış olmasının da katkısı var. Burada değinilen bir diğer takım ise 1976 nın ev sahibi Yugoslavya. O turnuvada yarı finale çıkmayı başaran Yugoslavlar önce Almanya'dan, daha sonra da 3.lük maçında Hollanda'dan 4 tane yemişler. Biraz buruk bir son olmuş.

Ev sahibi demişken. Bir notta bu turnuvadaki ufak stadyumlar hakkında verelim. Bu turnuvanın stadyumlarının son yıllardaki en küçükler olduğu konusunda herkes hemfikir. UEFA turnuvayı düzenleyecek ülkelere en az 8 tane minimum 30.000 kapasiteli stadyumunuz olacak diyor. Bu turnuvada 6 tane 30.000 lik, 1 tane 42.500 lük (Basel) bir tane de 53.000 lik (Viyana) stadyum kullanılıyor.

Yorumsuz - 4

Portekiz 2 - 3 Almanya

Elemelerde Polonya'nın altında kalmış olan Portekiz'i bizim maçta izleyen "bunlar kupayı alır hacı" demişti. Çek Cumhuriyeti'ni de zar zor olsa da yenmeyi başaran Portekiz' in karşısına gerçekten sağlam bir takım çıktı mı peki? Hayır. Taa ki dün akşama kadar. Çok yetenekli ama bir o kadar da kırılgan ve narin oyunculardan oluşan bu takımın Panzerler karşısında zayıf kalacağı ortadaydı zaten. Burada Löw'ün Gomez hatasından dönmüş olması çok önemli. Podolski ve Klose'den oluşan ikili gayet iyi çalışırken Gomez bozmuştu oraları ilk maçlarda. Nitekim Gomez olmayınca Podolski öne çekildi ve Schweinsteiger 11 başladı. Maçın en etkili ismiydi bu civciv kafa. İlk yarı Almanya 2-0 a kadar çok etkiliydi. Ondan sonra yarıyı böyle bitirelim oyununa geçince yediler bir tane . 2.yarı ise doğru dürüst atakları yok. Pozisyon da vermediler gerçi Portekiz'e. Nani oyuna hareketlilik getirmese 2. golün geleceği yoktu. Ballack'ın pozisyonu ilk başta bana faul gibi gelmedi. Bir daha baktık. Faulmuş.

Dedik ya Portekiz narindi diye, takım olmayı da fazla becerdikleri söylenemez. Bu kadar kritik maçta 2 tane duran toptan basit gol yenir mi? Yenirmiş demekki. Bosingwa ve Simao'nun bir tane isabetli ortasını gören olmuş mudur?

Bizim Çek maçındaki hakem de yine kötü bir yönetimle sahadaydı. Yalnız solaryumun etkileri geçmiş, gözlerden kaçmadı. Sıkıldım ben eve dönüyorum dedi adeta yönetimiyle.

Almanlar bundan sonra ne yapar? Ben en az final diyorum. Turnuva takımı geyiğine hiç girmemek lazım.

STAT: St Jakob Park
HAKEM: Peter Frojdfeldt

PORTEKİZ: Ricardo, Bosingwa, Pepe, Carvalho, Ferreira, Cristiano Ronaldo, Moutinho (dk.31 Meireles), Deco, Petit (dk.73 Postiga), Simao Sabrosa, Nuno Gomes (dk.67 Nani) ALMANYA: Lehmann, Friedrich, Mertesacker, Metzelder, Lahm, Hitzlsperger, (dk.73 Borowski) Rolfes, Ballack, Schweinsteiger (dk.83 Fritz), Podolski, Klose (dk.89 Jansen)
GOLLER: Schweinsteiger (dk.22) Klose (dk.27) Nuno Gomes (dk.40) Ballack (dk.62) Postiga (dk.87)

SARI KARTLAR: Petit, Pepe, Postiga (Portekiz) Friedrich, Lahm (Almanya)

19 Haziran 2008 Perşembe

Tahmin

Yarı Final: Almanya - Hırvatistan Hollanda- İtalya

Final: Hollanda-Almanya

Şampiyon :Hollanda

Riise Roma' da

Roma bu sefer şampiyon olmaya kararlı. Riise çok sağlam bir transfer. Roma bu sene defansı daha sıkı tutacak belli ki. O Chelsea maçında son dakikada kendi kalesine attığı gol gönderileceğinin habercisiydi zaten. 5 milyon euro'ya el sıkışmış iki kulüp. Artık kimsenin para saçarken çekinmediği günlerde biraz ucuza gitmiş sanki.

Gruplar

Rusya 2 - 0 İsveç

Bir tarafta oynadığı futbolla büyük hayalkırıklığı yaratan İsveç diğer tarafta turnuvanın en iyi top oynayan takımlarından biri olan Rusya. İlk maçlar sonunda İsveç ve İspanya çıkar diye bol keseden sallamıştım ama kazın ayağı öyle olmadı. Kalan 2 maçta da Ruslar müthiştiler. Özellikle Arshavin ve Pavlyuchenko sağlam piyasa yapıyorlar. Bizim klüpler bu tür adamlara niye fazla yönelmezler anlamış değilim. Bu saatten sonra da yönelseler avuçlarını yalarlar zaten. Rusya Hollanda'yı tahmin edilenden daha fazla zorlayacak gibi. Eğer şu ana kadar oynadıkları gibi oynarlarsa müthiş bir maç olabilir o. İsveç' te hücum açısından Ibra-Ljungberg-Larsson 3lüsü dışında kimse bir iş yapmıyor. İlk yarının sonuna doğru Ibrahimovic 3 nefis pasla takımı 3 net pozisyona soktu ama hiçbirini değerlendiremediler. Larsson'un son turnuvasıydı bu. Gerçi kaç turnuvadır son turnuvası deniyor ama bu sefer nokta koyar herhalde. Keşke o nefis kafası gol olsaydı da golle noktalsaydı milli takım kariyerini. Rusya'nın son dakikalarda kaçırdıkları pozisyonlar evlere şenlik. Biraz daha ciddi olsalar farka gidebilirlerdi. Net pozisyonlarına rağmen 90 değil 190 dakika oynansa bile kazanamazdı İsveç bu maçı.

Stat: Tivoli Neu
Hakemler: Frank De Bleeckere, Peter Hermans, Alex Verstraeten (Belçika)
Rusya: Akinfeev, Anyukov, Ignashevich, Kolodin, Zhirkov, Semak, Zyryanov, Semshov, Arshavin, Bilyaletdinov (Dk. 66 Saenko), Pavlyuchenko (Dk. 89 Bystrov)
İsveç: Isaksson, Stoor, Mellberg, Hansson, Nilsson (Dk. 79 Allback), Elmander, D. Andersson (Dk. 56 Kallström), A. Svensson, Ljungberg, Henrik Larsson, Zlatan İbrahimoviç
Goller: Dk. 24 Pavlyuchenko, Dk. 50 Arshavin (Rusya)
Sarı Kartlar: Dk. 57 Semak, Dk. 65 Arshavin, Dk. 76 Kolodin (Rusya), Dk. 10 Isaksson, Dk. 49 Elmander (İsveç)

Yunanistan 1 - 2 İspanya

Son şampiyonun bir dahaki turnuvada 0 çektiği görülmemiştir herhalde tarihte. 2004 te zirveye çıkan savunma futbou ve onun en büyük temsilcisi 2008 de yerin dibine geçti. Tabii ki bu pek çok futbolseveri sevindiren bir olay. Nikopolidis' in son maçıydı bu. O yüzden aslında Yunanistan' ın kazanmasını istemiştim,İspanyollar yedeklerimiz yeter dediler. Rehhagel ve iğrenç sistemini de bir daha izlemeyiz diye ümit ediyorum.
İspanya Hollanda ile turnuvaya en şaşaalı başlangıcı yapan takım oldu. Onlar da yedek kadrolarıyla galip gelmesini bildiler. Peki İtalya'yı eleyebilecekler mi? 1994' ten kalma bir hesapları da var. Her ne kadar İspanya daha avantajlı gözükse de ben İtalyanların ne yapıp edip turu geçeceğini düşünüyorum. Aceto 88 yıldır İtalyanlar yenilmiyor demiş. 89 olur o. 89 olur da Villa gol kralı olur mu? 1 numaralı aday.

STAT: Wals-Siezenheim
HAKEM: Howard Webb

YUNANİSTAN: Nikopolidis, Loukas, Kyrgiakos, Dellas, Spyropoulos, Basinas, Katsouranis, Salpigidis, Karagounis, Amanatidis, Haristeas
İSPANYA: Reina, Arbeloa,Juanito, Albiol, Navarro, Xabi Alonso, Ruben de la Red, Cesc Fabregas, Garcia, Iniesta, Daniel Guiza
GOLLER: Dk. 42 Haristeas (Yunanistan) Dk. 65 Ruben de la Red, 89. Guiza (İspanya)

18 Haziran 2008 Çarşamba

Orange!!!

Premier League Fikstürü

EURO 2008 siz günler geçiren İngilizler gelecek sezonun fikstürünü belirlemişler. Bu fikstürlerin tamamen şans olduğuna inanmam. Yine son haftalara bir sürü derbi bombalamışlar zira.

İlk Hafta:
Saturday, 16 August 2008
Arsenal v West Brom, 15:00
Aston Villa v Man City, 15:00
Bolton v Stoke, 15:00
Chelsea v Portsmouth, 15:00
Everton v Blackburn, 15:00
Hull v Fulham, 15:00
Man Utd v Newcastle, 15:00
Middlesbrough v Tottenham, 15:00
Sunderland v Liverpool, 15:00
West Ham v Wigan, 15:00

2008/2009 Fikstürü

Cassano Sen Nasıl Bir Adamsın?

Hollanda 2 - 0 Romanya

Fransa' nın gol bile atamadığı, İtalya'nın Buffon sayesinde yenilmediği Romanya Hollanda'nın yedek kadrosunu bile zorlayamadı. Portakallar 2. kadromuz bile alayınıza gider diyor. Rakipleri korksun. Van Basten delikanlılık yaptı, maçı satabilirdi. Ligtv de Mehmet Özkan'ın yanında yorum yapmaya çalışan adını bilmediğim bir adam var. Fransa ve İtalya'ya yenilmeyen Romanya nasıl gruptan çıkamamış anlam veremiyor gibiydi. Sürekli aynı şeyi tekrarladı. Grupta galibiyeti yok ki Romanya'nın neyle çıkacak? Bir de diyorki şu şu takımların olmadığı çeyrek finale biz çıktık, büyük iş başardık. Tamam büyük iş başardık da kardeşim ölüm grubu bu. Elbet birisi evine dönecekti. Fransa'nın çıkamadığı çeyrek final diyor. Fransa çıksa İtalya çıkamayacak. Tövbe tövbe.

Hollanda D grubunun 2.sini bir güzel benzetir yarı finale adını yazdırır diyorum ben.

STAT: Stade de Suiss
HAKEM: Massimo Busacca

HOLLANDA: Stekelenburg, Boulahrouz (Dk. 58 Melchiot), Heitinga, Bouma, De Cler, Afellay, Engelaar, De Zeeuw, Robben (Dk 63 Kuyt), Van Persie, Huntelaar (Dk. 82 Hasselink)
ROMANYA: Lobont,Codrea (Dk. 71 Dica), Contra, Tamaş, Rat, Nicolita (Dk. 82 Petre), Cociş, Ghionea, Chivu, Mutu, M.Niculae (Dk. 60 D. Niculae)
GOLLER: Huntelaar (Dk. 54), Van Persie (Dk. 87)

SARI KART: Chivu

Boston Celtics Şampiyon

Maç hakkında söyleyecek fazla bir şey yok aslında. Boston Los Angeles'ta 24 sayıdan geri döndüğünde zaten kazanmıştı bu kupayı. Bu maç resmiyet kazandırdı. Paul Pierce MVP. 92-131 lik skor hoş olmadı tabii. Hatta ekran başında sinir krizine girdim diyebilirim. Rolan Garros finalinin son setinde Nadal'a teslim olan ve bitsede gitsem diye oynayan Federer'den farksızdı Lkaers 2. yarıda. Sezon başında Danny Ainge'in önünde 2 seçenek vardı. Ya kaliteli gençlerle kurulacak bir kadroyla uzun vadede başarılı bir takım yaratmak ya da bir kumar oynayıp tecrübeli yıldızlarla kısa süre içinde olsa şampiyonluk yarışına girmek. 2.yi seçti ve Ray Allen ile Kevin Garnett gibi iki dev ismi kadrolarına kattılar. Bütün bir sezon rahat bir görüntü çizseler de playofflarda zorlandıkları anlar oldu. Ama Los Angeles Lakers'a ters bir takım olduğu sezon içindeki maçlardan belliydi ve dolayısıyla bir adım öne çıktılar. Staples Center'daki 4. maç o farktan verilmese şimdi 7. maçı bekliyor olurduk. Neyse. Dedik ya Celtics kısa vadeli başarı için kurulmuş takım. Bu mücadeleyi en fazla 2 sene daha sürdürürler. Lakers ise genç bir takım. Kobe henüz 30'una girmedi. Ligin en ateşli benchlerinden birine sahipler. Farmar ve Vujacic gibi yetenekli oyunculara ve başarılı görev adamları olan Radmanovic, Turiaf ve Walton gibi isimlere sahipler. Sezon ortasında gelen Gasol da bu sezon gösterdiği gibi ileride büyük katkılar yapacak. Bynum'ım dönüşü ile 4 numaraya geri dönüp pota altında tek başına çarpışmaktan kurtulursa çok daha verimli olacağı kesin. Bynum dedik, bu sezon büyük gelişme gösteren genç yıldızın geri dönüşü ile Lakers çok daha etkili bir takım olacaktır. Keza Ariza'nın dönüşü ile de. Tabii Lamar Odom ve Fisher'ı unutmak olmaz. İkisi de bu takımın çok önemli parçaları ve seneye daha iyi katkı yapmalarını bekliyorum ben. Lakers'ın NBA 'in ilerideki 5 yılına damgasını vurması bekleniyor. Şu görüntüde onlarla ileride çarpışabilecek en büyük aday New Orleans Hornets. Suns ve Spurs gibi takımların devri kapanıyor artık.
Bakalım yeni sezon neler getirecek.
Bu arada bazı NBA yıldızlarıyla ayrılığımızın bu yaz daha kısa süreceğini hatırlatmak gerek. Kobe Bryant, Lebron James, Jason Kidd, Dwyane Wade, Carmelo Anthony ve Dwight Howard gibi yıldızlara sahip olan Amerika Milli Takımını olimpiyatlarda izleme fırsatı bulacağız. Yeni jenerasyon Dream Team ülkesine altın madalya ile dönebilecek mi?

Ortadaki Güzeli Evine Yollamak Olmazdı Zaten...

Fransa 0 - 2 İtalya

Domenech nasıl bir adam anlamak güç. 2006 ' da ittire ittire geldikleri finalin kredisini en sonunda tüketti. Donadoni' de çok farklı değil gerçi. Hollanda maçında Roma ortasahasını oturtup turnuvaya rezil başlamalarına neden olmuştu. En azından o hatasından döndü. Şimdi Domenech tarafına geri dönelim. Mutlak kazanman gereken bir maçtasın. Maçın henüz başında en büyük kozlarından biri olan Ribery sakatlanıyor. Yerine Nasri'yi almak zorunda kalıyorsun. Terslik bununla kalmıyor tabii. Stoper görevini ben nasıl yaparsam o kadar yapabilecek Abidal önüne geleni geçirme seanslarından birinde Toni'yi yere yığıyor. Hoop penaltı ve İtalyanlar 1-0 önde. 10 kişi kalıyorsun. Beraberliğin sana yetmediği ortada. Elin mecbur bütün riskleri alacaksın. Tabii Domenech beyefendi öyle düşünmüyor. Ribery'nin yerine ortasahanın yükünü çekmesi için oyuna aldığı Nasri'yi 16 dakika sonra çıkarıyor. Hem de yerine bir savunma oyuncusu alarak! Hem de o sırada oyunda iki tane ön libero varken. Bunun adı teknik direktörlük değildir ama başka her şeydir. Mesela bütün Fransız halkıyla dalga geçmektir. Maç sonrası Mehmet Özkan'ın müthiş bir yorumu var. Thierry Henry'nin, Ribery'nin böyle bir turnuva' nın çeyrek finalinde her zaman yeri vardır, Fransa milli takımının da her zaman yeri vardır; ama Domenech'in Fransa'sı nın yeri yoktur. Hatta kupada bile yeri yoktur diyor. Böyle bir oyun mentaliten varsa git Yunanistan'ın başına,onlar alışık zaten aman 6 defansla oynayalım anlayışına. Benzema' ya da değinmeden olmaz. İlk yarıda adeta takımı baltalayan isimdi. 2. yarıda bir tane nefis şutu var. Gerisinde de kim daha bencil yarışmasında gibi. Neticede 2002' deki hayal kırıklığının bir benzerini yaşadı Fransızlar. 3 maç; 0 galibiyet ve atılan sadece 1 gol. Tablo hiç iç açıcı değil. Yarın öbür gün yollarlar Domenech'i.

İtalyanlar öyle ya da böyle çeyrek finale çıkmayı garantilediler yine. Portakallar maça yatmayınca bu galibiyet onlara yetti. En çok Pirlo ve De Rossi'yi beğendim. Donadoni Cassano'yu şapkadan çıkardı ama vasatı aşamadı Sampdoria'lı. Aslında Luca Toni dünyaları kaçırmasa çok daha farklı bir skor alabilirlerdi. Attıkları şans golüne laf söyletmeyecek kadar oynadılar. Fakat Pirlo ve Gattuso cezalı duruma düştü. İspanya karşısında sezonun flaş ismi Aquilani'ye çok iş düşüyor. Şu anda onlar işin her şey güzel ama Luca Toni böyle kaçırmaya devam ederse dönüş biletini hazırlasınlar. İspanyollar hiç olmadığı kadar hırslı geliyor.

Stat: Letzigrund
Hakemler: Lubos Michel, Roman Slysko, Martin Balko (Slovakya)
Fransa: Coupet, Clerc, Gallas, Abidal, Evra, Govou (Dk. 66 Anelka), Toulalan, Makelele, Ribery (Dk. 10 Nasri) (Dk. 26 Boumsong), Henry, Benzema
İtalya: Buffon, Zambrotta, Chiellini, Panucci, Grosso, Pirlo (Dk. 55 Ambrosini), De Rossi, Gattuso (Dk. 82 Aquilani), Perrotta (Dk. 64 Camoranesi), Toni, Cassano
Goller: Dk. 25 Pirlo (penaltıdan), Dk. 62 De Rossi
Sarı Kartlar: Dk. 18 Evra, Dk. 47 Govou, Dk. 72 Boumsong (Fransa), Dk. 44 Pirlo, Dk. 45 Chiellini, Dk. 54 Gattuso (İtalya)
Kırmızı Kart: Dk. 24 Abidal (Fransa)