9 Ağustos 2008 Cumartesi

Beşiktaş 2008-2009

Evet Galatasaray ve Fenerbahçe'den sonra Beşiktaş da yeni sezon formalarını piyasaya sürdü. Dikkat çekenler tabii ki enine çizgili olanlar. Siyah- gri olanı ben beğenmedim açıkçası. Antremanda giyilse daha uygun olur. Öyle bir forma yani. Siyah Beyaz enine çizgili bence güzel olmuş. Ancak Celtic forması gibi kolları ve arkayı da kapsayan bir bütün olsaymış (yani çizgiler bütün formada olsaydı) daha iyi olurmuş sanki. Biraz garip duruyor bu haliyle. 3. forma zaten bir klasik oldu artık. Bence en güzel forma da bu. Bu formada benim gözüme çarpan armanın son yıllarda çıkan kartallı amblem yerine eskisi gibi sadece amblemden oluşması. Bu haliyle daha güzel oluyor bence. Keşke diğer 3 formaya da aynı şeyi yapsalardı. Diğer beyaz forma da sade ve güzel bir forma. Yalnız tanıtımlarda bunun altına beyaz şort giymişlerdi. Öyle Bembeyaz iyi olmuyor. Bu formayı güzelleştirmek için altına siyah şort giymek lazım.

Bir de enine çizgili formaların kollarındaki baklavalar güzel durmamış. Ne diye koydularsa?

8 Ağustos 2008 Cuma

2008 Pekin Olimpiyatları Açılış Töreni

Gerçekten enfes bir törendi. Hayatımda böyle bir görsel şölen gördüğümü hatırlamıyorum. Fotoğraflar izleyemeyenler için. Evet 2008 Olimpiyatları resmen başladı. Az çok bütün yarışmaları izleyecek olsam da esas ilgi alanlarım Basketbol, Futbol ve Boks dışında bir yarışmayı yorumlayacak birikimim olmadığı için fazla Olimpiyat yazısı olmayacak blogda. Belki resimler koyarım. Aslında futbolda çok heyecanlı bir olay yok. Esas 4 gözle beklediğim Basketbol maçları,boks müsabakaları ve 100-200 metre yarışları. Bir de tenisteki Federer-Nadal durumu tabii. Sporcularımızın yüksek performans göstermesi ve başarılı bir Olimpiyat geçirmeleri dileğiyle...

Brett Favre New York Jets' te!

Başlığa bakınca "sakin arkadaşım" diyebilirisiniz. Lakin bu durumda sakin olmak pek mümkün değil. Belki de günlerdir bekleniyordu,tam bilemiyorum; ama NFL'le ilgilenen her kişinin haberi duyunca benim gibi şok olacağına eminim. Nasıl olmasınlar ki? Büyük efsane, 16 yıldır Packers forması giyen Hall of Famer Quarterback(oyun kurucu) Brett Favre emekli olacak mı devam edecek mi tartışması sürerken bir anda New York Jets'e takas oldu.

Packers'la efsane olduğu için ilk yılını Atlanta Falcons'ta geçirdiği unutulur genelde. Daha sonra 17. sıra Draft hakkı karşılığında Green Bay Packers'a takas olmuş ve 16 yıl boyunca burada yaşayan bir efsane haline gelmiştir. NFL' de oynarken attığı ilk pas Touchdown olmuştur. Son yıllarda yaşlandığı için ligin en iyi QB'si ünvanını Peyton Manning ve Tom Brady'e bıraksa da hala etkili bir oyuncudur. Geçen sezon konferans finalinde Giants'a uzatmada yenilmeseler Super Bowl'a çıkarak daha güzel bir veda yapabilirdi. Kendisini fazla tanımayanlar için bir kaç istatistik verelim:

*Tüm tarihin en çok Touchdown pası atan Quarterback idir (442 tane)
*NFL tarihinde 400 tane Touchdown pası atabilen 2 oyuncudan biridir (diğeri Dan Marino)
*61.655 toplam pas yardasıyla bu alanda da NFL tarihinde 1.dir.
*En çok pas denemesi yapma(8.758) ve en çok pas isabeti bulma da(5.377) da tüm zamanların rekoru kendisine aittir.
*NFL Quarterbackleri arasında en uzun süreli üst üste starter başlama rekoru (275 maç, 20 Eylül 1992'den beri)
*Starter Quarterback olarak en çok maç kazanan oyuncudur.
*En çok maçta 3 ve daha fazla touchdown pası atan Quarterbacktir(63)
*9 Kez Pro Bowl 'a seçilmiştir. (All-Star)
*7 kez All-Pro takımlarına seçilmiştir (her bölgeden sezonunun en iyi oyuncusunun seçilmesiyle oluşturulan takım)
*3 Kez Sezon MVP'si seçilen tarihteki tek oyuncudur.
*Takımını 7 division şampiyonluğuna, 4 konferans finaline, 2 Kez de Super Bowl'a taşımış, Super Bowl XXXI' de şampiyonluk yaşamıştır.
*2 kez Bert-Bell ödülü kazanmış 1995 te yılın hücum oyuncusu seçilmiştir.
*NFL'in 90lı yıllar karmasında da kendisine yer bulmuştur.
*2007 de Sports Illutrated tarafından Yılın Sporcusu seçilmiş, yine aynı yılda Galloping Gobbler ödülünü kazanmıştır.
*Daha pek çok dergi ve gazete tarafından yılın sporcusu ödülleri ve maç içi rekorları vardır.

Kısacası daha fazla bir şey yazmaya gerek yok. Yukarıdaki tablo onun nasıl bir efsane olduğunu gösteriyor zaten. Daha önce de dediğim gibi artık yaşlanmış olsa da hala oyunun gidişatını değiştirebilecek bir QB. Jets'e büyük ivme kazandıracaktır diye tahmin ediyorum.

7 Ağustos 2008 Perşembe

Bu Stada Erişim Mahkeme Kararıyla Engellenmiştir

Evet olaya böyle cıvık bir biçimde girdim ama ciddi bir anlaşma var ortada. Türk Telekom 5 yıllık bir antlaşma yaptı Galatasaray'la. Bu antlaşma stadın adı olsun forma reklamı olsun her şeyi kapsıyor. Net rakamı kimse bilmese de 5 yılda 40-50 milyon euro civarı bir şey alacak. Bu konuda Flying Dutchman söylenecek her şeyi söylemiş aslında. Biz birkaç ekleme yapalım. Romantik ya da popülist bir taraftar stadın adının değişmesini istemez elbette ancak olaya rasyonel yaklaşan biri bunu son derece yerinde ve başarılı bir ekonomik hamle olduğunu görür. Zaten Dünyada klüplerin stadlarının ismini kiralaması son yıllarda sıkça karşılaşılan bir durum oldu. Bir de bunu yazarken aklıma geldi NBA ve NFL gibi Amerikan liglerindeki bütün salon-stadyum isimleri markalardan oluşuyor. O liglerdeki dönen paralar zaten inanılmaz. Bir 10 sene sonra futbolda da aynı durum sözkonusu olacak gibi .

Tabii birde burada Telekom'u ve marka değerini konuşmak lazım. Elbette ben de dahil çoğu Fenerbahçeli taraftar(tabii ki Beşiktaşlılar da) telefona-internete verdikleri paranın bir kısmının Galatasaray' a gidecek olmasından rahatsız olacaktır. Avea abonesi olan insanlar için aynı şey geçerli değil çünkü Avea özel bir kurum ve pek çok alternatifi var. Telekom konusunda ise insanların pek bir alternatifi yok doğal olarak. Elden gelecek bir şey var mı deseniz o da yok. Tekrar Galatasaray'a dönersek "ekonomik durumumuz kötü, arayın destek olun" tarzı kampanyalardan sonra bu durumu değiştirmek adına yapılan çalışmaları görmek son derece olumlu. Kısacası Her ne kadar özellikle İnternet kullanıcılarının nefret ettiği bir firmanın adı stadyuma verilecek olsa da Galatasaray için ekonomik istikrar adına oldukça başarılı bir anlaşma oldu bu. Ha yarın birgün telefona veya Adsl'e zam gelirse kırarım o modemi orası ayrı.

Türk Telekom demişken aklıma geldi blog müziğini üzerinden yayınladığım aynı zamanda da müzik dinlemek için pek çok kişinin kullandığı oldukça başarılı ve güzel bir site olan deezer.com
son günlerde moda olduğu şekilde mahkeme kararıyla kapatılmış. Ulan hadi youtube' u dailymotion'ı vidyo var diye bir nebze anladık da kardeşim niye bir müzik sitesini kapatıyorsunuz. Ne zararı oldu size? Üzerine bir de dev gibi yazmışlar: BU SİTEYE ERİŞİM MAHKEME KARARIYLA ENGELLENMİŞTİR diye. En ufak bir bilgi de yok tabii. Hangi mahkemedir? Amaç nedir? Müzik dinliyoduk lan biz.

5

"Dur bi belki heyecan olur" düşünceleriyle televizyon karşısına geçmiştik ki Semih "dağılın lan" der gibi 2. dakikada golünü attı ve maçı formaliteye çevirdi. İlk maç sonunda da demiştim, bu takıma 9 sene önceki halimizle bile yenilmemiz facia olarak nitelendirildiyse bu maçları uzun uzadıya konuşmaya gerek yok. Semih'in müthiş performansını konuşabiliriz ancak. Gerçekten Rıdvan Dilmen'in bütün maç dediği gibi her sene üzerine yeni bir şeyler koymaya devam ediyor. İnşallah bu yükselişi sürer. Carlos-Gökhan ve Kazım'ı da beğendim. Defansın ortasında ise sorun var gibi duruyor. Lugano ve Edu dün iyi olsalar da bir kez daha gösterdiler ki çabukluk konusunda iyi değiller ve özellikle Lugano ne zaman topla çıkmaya kalksa rezil ediyor. Emre ilk golünü atmış oldu, iyi oldu. Burak' ta istekli oynuyor. Sezon içinde iyi iş yapabilir. Güiza etkili koşular yapıp defansı bozsa da ilk dönemler olduğu için bir heyecan var üzerinde. Zamanla geçecektir. Tabii ki birde Alex'in yeri var. Kaliteli bir ön libero alınmazsa ben şu anki sistemin değişeceğine inanmıyorum açıkçası. Böyle olursa Alex'in gol ve asist istatistikleri düşecektir kuşkusuz. Esas önemli olan Alez orada verimli olur mu sorusu. Bence olmaz. Semih'le Alex'in pozisyon anlamında birer ileriye çıkmalı konusunda herkes hemfikir olmuş; ama Aragones "ben bu sistemi oyunculara göre yaptım" diyor. Neyse ilerleyen maçlarda göreceğiz.

Kısaca ölçüt olmayan bir maç ta olsa takım genel olarak iyi bir görüntü verdi. Şimdi rakip Partizan.

MTK BUDAPEŞTE 0-5 FENERBAHÇE
STAT: Ferenc Szusza

HAKEMLER: Martin Atkinson , David Richardson , Ian Gosling (İngiltere)
MTK BUDAPEŞTE: Vegh , Horvath , Lambulic , Balogh , Pollak , Pinter , Nagy , Zsidai , Pal (Kulcsar dk. 71), Bori , Urban
FENERBAHÇE: Volkan , Gökhan , Lugano , Edu , Roberto Carlos , Kazım (Burak dk. 65 ), Selçuk , Uğur , Alex (Emre dk. 65), Semih , Güiza (İlhan dk. 75 )
GOLLER: Semih (dk. 5, 61, 79 ve 81), Emre (dk. 67 pen.)
SARI KARTLAR: Urban (MTK Budapeşte), Gökhan, Kazım, Burak (Fenerbahçe)

6 Ağustos 2008 Çarşamba

Rafael van der Vaart Real Madrid' te #2

İnsanın tanrıça gibi karısı olmaya görsün..

5 Ağustos 2008 Salı

4 Ağustos 2008 Pazartesi

ŞA - KA ?

Şaka olsaydı bile iğrenç bir şaka olurdu muhtemelen. Geçen sene Gordon'u transfer ettiklerinde eleştirilmişlerdi. Sinan Engin sahip çıktı. Yazın Seric transfer edildi. Eski takımı bayram yapınca gözler bir kez daha yönetime döndü ve Sinan Engin sayısını unuttuğumuz saçma açıklamalarından birini yapmıştı. "Gordon'la kıyaslarsak Maradona'yı transfer ettik". İşte bugün bu oyuncunun sözleşmesi Gordon takımdan gönderilemediği için feshedildi. Bu komedi değildir de nedir? Beşiktaş yönetimi tarihe geçecek saçmalıklar yapıyor. 2002-2003 sezonundan sonra takım lige uzun süre hakim olabilecekken şimdi gelinen noktaya bakın. Serdar Bilgili'nin takımı bıraktığı güne yanmaz mı Beşiktaş taraftarı? Madem Gordon'u gönderemiyorsun niye sözleşme imzalarsın ki? Bence Beşiktaş Yönetimi taraftarla dalga geçiyor. Madem Gordon'u gönderemiyorsun niye sözleşme imzalıyorsun bu adamla? Belki de Sinan Engin 3 Lugano 2 Carlos değerinde bulmamıştır onu antremanlarda.
Olayla ilgili bir de haber metni verelim:
BEŞİKTAŞ'TA ŞOK!
Beşiktaş, yeni sezon öncesi Yunanistan'ın Panathinaikos takımından bonservis bedeli olmadan kadrosuna kattığı Antony Seric'in sözleşmesi fesh etti.
Siyah Beyazlı kulüp bugün Türkiye Futbol Federasyonu'na gönderdiği yazı ile bu oyuncu ile karşılıklı olarak anlaşıldığını ve sözleşmesinin fesh edildiğini bildirdi. Haziran ayının ilk günlerinde Beşiktaş ile anlaşmaya varan ve imza parası olarak 200 bin Euro alan, yıllık ise 750 bin Euro garanti paraya mukavele imzalayan Hırvat futbolcu ile 1 yılı opsiyonlu üç yıllık sözleşme yapılmıştı. 200 bin Euro'luk imza parasını alan Seric'in 10 eşit taksit ile alacağı ilk yıllık 750 bin Euro'luk ücretinin ise bir kısmının ödeneceği öğrenildi.
Antony Seric, yabancı kontejanının dolu olmasından ötürü Bosna Hersek'in Siroki Brijeg takımı ile oynanacak olan UEFA Kupası 2. ön eleme turu maçının kadrosuna da alınmamıştı.
Seric'in gönderilmesindeki en büyük faktörlerden birinin geçtiğimiz sezonun devre arasında transfer edilen Gordon Sciheldenfel'in gönderilememesi olduğu kaydedildi.
Son olarak Beşiktaş'ın Kocaelispor ile dün oynadığı hazırlık maçının ikinci yarısında forma giyen Seric, sabah yapılan antrenmanda da yer almıştı.
Baba parası gibi saçıyorlar paraları vesselam.

Rafael van der Vaart Real Madrid' te

2 aydır taraftarı Ronaldo ayağına uyutmuşsun. Robinho ne yapacak belli değil. Garay dışında adam gibi bir transfer yapılmamış. Üstüne bir de Arsenal maçında "ayı" Diaby Sneijder'i indiriyor. Calderon düğmeye basma zamanının geldiğinin farkındaydı ve nihayet aylardır konuşulan transferi gerçekleştirdiler. Rafael van der Vaart en sonunda Real Madrid te. Resmi sitede henüz bir şey yazmıyor ama kendi sitesinden transferi duyurmuş Rafael.

Last night everything came together, and I am now moving to Real Madrid.As everybody might know I have always wanted to move to Spain, because I have a strong bond with that country. Now I'm going to play for Real Madrid… it's a dream comes true!

Looking back at the last couple of years, I'm extremely happy that I've had the chance to experience playing for HSV. No club, and no set of fans will treat you with more hospitality than they do! Thanks very much for that - Sylvie and I will never forget you!

Tomorrow afternoon I will be presented at Real Madrid. This will be the start of a new chapter in my life! I will do everything to help the team and the club to win trophies!

demiş kendisi. Geri kalanı burada. İlk parlamaya başladığından beri çok beğenirim kendisini. Hamburg'a giderek herkesi şaşırtmıştı. Geçen sene taraftarlar ayrılması gündeme gelince olay çıkarmışlardı ama artık daha büyük bir takımın zamanı gelmişti. Nistelrooy, Sneijder, Robben ve Drenthe'den sonraki 5. Portakal olacak Madrid'teki.

Bu arada Sneijder'e de değinelim. Geçen sezon iyi başlamıştı Madrid kariyerine. Keza Euro 2008 performansı da inanılmazdı. Formunun zirvesindeyken 6 ay sahalardan uzak kalacak şimdi. Çok sempatik adamdır sanıyorum üzülmeyen bir futbolsever de yoktur. İnşallah sağlam bir şekilde geri döner. Emirates Cup'ın ağır faturası oldu Madrid'e.

3 Ağustos 2008 Pazar

Jukebox - 3

Elizabethtown filmini izlemişseniz o harika şarkılarını da bilirsiniz. Gelmiş geçmiş en enfes soundtrack'e sahip filmlerden biridir. Aslında seçmek zor olsa da sabah albümü yeniden dinlerken en hoşuma giden 3 şarkıyı bu defa Jukebox'a alıyım dedim. Öyle şarkılar ki başka bir moralle dinlerseniz farklı bir ilk 3 çıkarabilirsiniz. "A collection of music to drive and live by" der CD ' nin kapağı.

1- Tom Petty & The Heartbreakers - It' ll All Work Out
2- Elton John - My Father 's Gun
3- Patty Griffin - Long Ride Home