*Bu hafta pek çok lig son buldu, takip ettiğim bir İskoçya ve Arjantin kaldı. İskoçya' yı Celtic kazanırsa tadından yenmez. İtalya' da düşenler: Empoli,Parma,Livorno (çıkanları yazmıyorum daha Serie B bitmedi);İspanya' da düşenler:Zaragoza,Murcia,Levante (İtalya ile aynı durum); İngiltere' de düşenler:Reading,Birmingham,D.County, çıkanlar:West Bromwich,Stoke City,Hull City; Almanya'da düşenler:Nürnberg,Hansa Rostock, Duisburg, çıkanlar:Mönchengladbach,Hoffenheim,Köln. Şampiyonlar Inter, Real Madrid, Manchester United ve Bayern Munich.
*NBA' de konferans finalleri eşleşmeleri belli oldu Lakers - San Antonio (ev sahibi avantajı Lakers' ta) ve Boston- Detroit (ev sahibi avantajını Boston' da). Evet yıllardır bir Boston- Lakers finali bu kadar yakın olmamıştı, çoğu kişi gibi ben de bu finali istiyorum; ama 2005 S. Antonio- Detroit finali 7. maça uzamış ve müthiş bir mücadele olmuştu bu iki takım çıkarsa yine böyle bir final izleyebiliriz( Billups dönerse tabi) .
*Yıllardır oyun dergisi almam; ama GTA IV almaya karar verdiğim için oyunun önceden bir incelemesini okumak istedim ve bayiye gittim, baktım Level var "oo iyi yazmışlardır" diye aldım lakin hiç beğenmedim. Kadro tümden istifa etmiş yeni yeni tipler gelmiş. Rezalet bir GTA incelemesi vardı. Allah Kahretsin! (Bu arada Level' dan ayrılan ekip CD Oyun dergisinden çok sevdiğim Göktuğ Yüksel' in de içinde bulunduğu bir oluşumla Oyungezer dergisini kurmuş. Ona bi bakmak lazım. Zaten bir dergiyi sadece Sinan Akkol ve Göktuğ için alabilirim
http://www.oyungezer.com.tr/ bu da Sinan'ın blogu http://blaxis.blogspot.com/
*"Teknosa' da PS3 turnuvası" diye bir ilan gördük. Gaza geldik 3 eleman toplanıp gittik PES turnuvası zannediyoruz tabi. Ben "şimdi alayınıza gömücem" triplerindeyken bi gittik ki Gran Tourismo turnuvasıymış. Hayatımda oynamadığım bir oyun, zaten elimize aldık geldik. Pes turnuvası başka bahara artık.
*En son heralde 10 yaşında falan yemiştim, geçen gün Ülker Probis yedim hemen çocukluğum aklıma geldi. Nefis bir şey. Bence havada karada Çokoprens' e basar.
*Panora denen alışveriş merkezinin Allah belasını versin, ben bu kadar kötü bir yürüyen merdiven sistemine sahip alışveriş merkezi görmedim. Yürü babam, yürü...
http://www.oyungezer.com.tr/ bu da Sinan'ın blogu http://blaxis.blogspot.com/
*"Teknosa' da PS3 turnuvası" diye bir ilan gördük. Gaza geldik 3 eleman toplanıp gittik PES turnuvası zannediyoruz tabi. Ben "şimdi alayınıza gömücem" triplerindeyken bi gittik ki Gran Tourismo turnuvasıymış. Hayatımda oynamadığım bir oyun, zaten elimize aldık geldik. Pes turnuvası başka bahara artık.
*En son heralde 10 yaşında falan yemiştim, geçen gün Ülker Probis yedim hemen çocukluğum aklıma geldi. Nefis bir şey. Bence havada karada Çokoprens' e basar.
*Panora denen alışveriş merkezinin Allah belasını versin, ben bu kadar kötü bir yürüyen merdiven sistemine sahip alışveriş merkezi görmedim. Yürü babam, yürü...
*Nike' ın Mercurial SL diye bir krampon modeli var ya; işte hastasıyım onun kesinlikle alıcam ama hiç bir yerde bulamıyorum, ne illet ayakkabıymış...
*Lost, 24, Prison Break gibi "block-buster" tabir edebileceğimiz(bu tabir filmlere kullanılır ya, neyse) dizilerin hayranıyım; ama biraz da daha küçük yapımlarla ilgilenmeye başladım. Mesela Deadwood dizisinin 1. sezonunu aldım.Western' e bayılırım hoşuma da gitti. Şimdi Entourage' ı almayı düşünüyorum o da Deadwood gibi HBO dizisi, IMDB de 9.2 almış.
*2 filme gittim bu hafta Iron Man ve Fool' s Gold. Fool's gold rezalet bir film, sakın ola gitmeyin. Halbuki Matthew McConaughey 'i severim ama rezalet işte. Tamamen tahmin edilebilir, klişelerle dolu aptal bir macera. Aptal zengin kız karakteri var bide nasıl sinir bozucu. Görsem boğazına sarılabilirim o derece. Iron Man ise tek kelimeyle nefis olmuş. Bu uyarlama Marvel' ın kendi başına yaptığı ilk uyarlama, başka stüdyo karışmamış, iyi de olmuş. Batman Begins ile birlikte izlediğim en güzel çizgiroman uyarlamasıydı. Robert Downey Jr. zaten bir kraldır benim gözümde.
*O değil de Batman demişken, The Dark Knight gelse artık...
*Philips' in beyaz bir kulaklığı var ya hani Ipod kulaklığı gibi beyaz.Çok dandik bir kulaklık. Ipod' un kulaklığının ömrü fazla uzun değildir genelde o bozulunca benziyor diye bu dediğim kulaklığı alan çok kişi vardır; fakat bunun ömrü ondan daha kısa. Daha önce bikere almıştım bozulmuştu birkaç ayda, geçenlerde yeni Ipod' umun kulaklığı bozulunca (1 sene falan dayandı aslında) yine bunu aldım; lakin yine bozuldu. Seni sevmiyorum Philips...
*Arsenal 'in efsane menajeri Herbert Chapman' ı anmak için çıkardığı bir forması var. Bu senenin deplasman forması. Harika bir tasarımı var. Uzaktan bakınca klasik beyaz forma gibi duruyor ama elinizde veya yakından bakınca üzerindeki değişik yazılar hemen farkediliyor. Son yıllarda gördüğüm en güzel forma.95 kağıdı bastırıp aldım; ama değdi.
Bundan sonra her hafta böyle The Unreasonable Man's Notebook bölümü yapmaya karar verdim. O hafta aklımda kalan her türlü ıvır-zıvır olayı yazacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder