17 Ağustos 2008 Pazar

The Unreasonable Man's Notebook - 7

*Evet efendim en sonunda döndük. Yarından itibaren Türk gencinin en zor dönemi olan ÖSS yılı resmi olarak başlıyor benim için. Ankara Üçler dershanesindeyim eğer orda olup da bunu okuyan varsa diye yazıyorum. Haftanın 6 günü dershanede olacağım için blog sık sık aksayacak ama elden bir şey gelmiyor. Hatta bahar gibi muhtemelen bilgisayarı sökeceğim, o yüzden de uzun bir ara vermek zorunda kalacağım. Neyse artık yapacak bir şey yok çalışacağız bu sene.
*Kısa süre gittik için ama gündem doldu. Önce Fenerbahçe ve Galatasaray'ın maçlarından başlayayım. Aslında başlamasam daha iyi zira adam gibi izleyemedim maçları. Levent sporcular parkında Golden Cafe denen bir yer var. D-Smart var orada. Gittim "yer olur mu?" dedim "Kaç kişi olacaksınız?" dedi garsonlardan biri. "Bir tek ben" deyince "o zaman erken geleceksin" dedi. Nasıl bir zihniyetse artık keşke 5 deseydim. Neyse efendim civarda D-Smart lı başka yer olmadığı için oraya gittim. Ancak adamların Fenerbahçe maçı için ayırdığı televizyon "bir anda" bozulmuş. "Diğerinde Galatasaray la dönüşümle vericez" dediler. "Tartışma çıkmasın" falan dedim ama "bişey olmaz" cevabı aldım. Tahmin edilebileceği gibi bütün maçı "değiştirin artık" tartışmalarıyla izledik. Dolayısıyla maçlar hakkında pek yorum yapamıyorum. Sürekli atışma halindeydi orası.
*Olimpiyatlara geçmeden Ömer Üründül' e değinmek lazım. İnanılmaz bir sempatim var bu adama. Kenarından yeşillenmediği spor bırakmayacak gibi. Baba bir basketbol maçı anlatıyor bir voleybol. *Şu sıralar Michael Phelps ve Usain Bolt hastası olmayanı dövüyolarmış. Hasta olunmayacak gibi değiller ama.
*Elvan da rezilleri oynadığımız olimpiyatta yüzümüzü biraz olsun güldürdü. İzleyemedim yarışı ne yazık ki.
*Fotospor gazetesinin merkezini gördüm İstanbul'da. Kapıya döşemiş babalar "Efsane Fotospor" diye. Bir sürü de gazate çerçeveletmişler girişe. Kardeşim bari onları düzgün,tutmuş haberlerden yapsaydın. Dev gibi "Fred Fener'de" yazan gazeteyi falan asmışlar. Tövbe tövbe.
*Vakti zamanında favori oyuncumdu Serhat Akın. Formasını bile almıştım, şimdi küçük geliyor. Kocaelispor'la anlaşmış Serhat. Kadiköy'e yeniden geldiğini görmek ister bu gönül.
*Ahmedinejad trafiğin içine gerçekten de etti bu arada.
*Fenerbahçe Faruk Ilgaz tesislerini de gezme fırsatı bulduk bu sefer. Gerçekten çok güzel olmuş. Uyuz uyuz hamakta yattım bütün gün orada. Emekli Albay tanıdığımızın daveti üzerine hemen yanındaki Askeri yere gittik, sakalım ve şortum yüzünden siktir çektiler bana kapıda.
*Sony Ericsson T650i aldım bu arada. Gayet memnunum. Tavsiye ederim.
*Telefon dedim de 1Gb hafıza kartı aldım Sony mağazasından 35 ytl tuttu. İki sene önce 128Mb' ı 70 milyona almıştım. Teknoloji bu kadar mı hızlı yoksa ben mi sağlam bir kazık mı yemişim zamanında bilemedim.
*Beşiktaş yönetimi kolpalığa devam ediyor. İbrahimler konusunda asla affetmeyiz tarzı açıklamalar yapmışlardı, şimdi yan çizdiler. Sinan Engin "büyüklük yaptık" falan diyordu en son.
*Oktay Derelioğlu da jübilesini yaptı. Severdim onu. Ama jübile maçında 15. dakikada oyundan çıkmış. Kesildi herhalde.
*Beyti'nin yoğurtlu kebabına hastayım.
*Millet 100 metreyi ne biçim koşuyor bakalım ben ne yapacam dedim, koşu bandında son hızında 20 saniyede koştum anca. Koşu bandı da dandikmiş kardeşim.
*Fenerbahçe tribünlerinin hali ne olacak? Endişeyle gelişmeleri izliyoruz.
*Son olarak korku-gerilim filmlerini seviyorsanız The Strangers'a gidin derim ben. Beğenmeyen olmuş bayağı ama ben ölümüne gerildim. Salondaki herkes de öyleydi. Film başarılı yani. Gerilmek isteyen gitsin. Korku filminde sanatsal kaygı arayan tipleri de anlamıyorum.
*Bu arada başta dershane demiştim, Matematik ödevlerinin hiçbirini yapmadım. Yarın ağzıma edecekler büyük ihtimal.

Hadi kalın sağlıcakla...

Notebook

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Fotospor farkı :D

Beercholic dedi ki...

kocaeli'de oturuyorum, dün sezon açılışlarına gittim, xanthi ile yaptılar. Serhat ve Serdar ile hasret giderdim. Serhat oynamadı ama maçtan önce tribüne çağırdılar hoş geldin serhat diye. Skor mu? 2-1 yenildi kocaeli! Ben mi? Ben zaten Gülşen için gitmiştim...